Çalıştay dan çok, sunum
ve bilgilendirme diyebileceğimiz bu toplantının, artı - eksi yönlerini ve
gözlemlerimi sizlere aktarmak istiyorum.
Milli yapılanma
konusunda uzun yıllardır yazan birisi olarak, yapılan her katkıya ve emeğe
saygılıyım. Ancak ifade etmeliyim ki milli yapılanma konusunda, aşırı zaman
kayıpları ve oyalanmalar, bizi tembelleştirecek ve körleştirecek, tuzaklanmış böbürlenmeler
var. Klasik sebeplerin dışında daha önemli olanı da entelektüel birikimleri bir
araya getirerek pragmatik hareket edemediğimiz gerçeğidir. Bazı ayrıntıları
atlamak, her olası krizde yeniden planlama yapmak zorunda kalmak ve başa dönmek zaman kaybıdır. Nedir bu,
genel olarak önemsiz gibi görünen ama önemsenmesi gereken ayrıntılar:
1-Her kesimde genel
olarak özgüven eksikliği ve akabinde
gelen boş övünmeler ve kasılmalar var.
2- Bilgiye ulaşmak
yerine tahminler, kaynağı belirsiz haberler, boş inançlar, spekülasyonlar,
zanlar, ve zihnimizin yansımaları var.
3- Bizim gibi Fikir
insanlarının veya Kuramcıların açılımlarına, gereken saygı ve ilgi yok. Veya fikirlerimize "demir tavında dövülür öz
sözünde olduğu gibi " zamanında ilgi gösterilmiyor. Mesela: 26 yıl önce yazdığım ve yayımlanan MİLLİ
DEVLET YAPILANMASI için sunduğum model ile ana teması çok benzer çözümler, zamanımızda
"Milli filanca Çalıştayı adı altında, değerli hocalarımız tarafından
çok şey biliyoruz da uygulamada sorunlarımız var" diye sunuluyor. Yazık
değil mi, Aynı çözümleri ben 26 yıl önce sunmuşum. Niye harcadınız bu toplumun
kazanacağı yılları! Ben ideallerimi devlete ve topluma karşılıksız sunuyorum.
Al kullan fikirlerimi, kime ne külfeti vardı ?...
4- Literatür tarama yok ama yapılan birikimleri
görmemezlikten gelme, benim adamım işi çok iyi VAR. Bakın 2011 yılında Kayseri
Savunma Sanayi adı altında, dönemin Cumhurbaşkanlığına, Ticaret Odası
tarafından sunulan rapor var ve medyada
duyurulmuş ve diğer odalardan destek istenmiş. Sadece zamanın organize sanayi
bölgesi başkanından destek gelmiş, o kadar... Dün yapılan Çalıştay da Sanayi
odası , Organize sanayi konuşmacısı bunlardan bahsetmedi. Hatta Ticaret odası
temsilcisi" 2011 yılında bizim böyle bir kümelenme girişimiz olmuştu ancak
Abdullah Gül ve o dönemin yönetimi hiç ilgilenmedi, deyim yerinde ise yağmasa bile gürlemediler demedi. Aslında
yerel yönetimler 2011 yılında da Ticaret odasının savunma sanayi girişimi ile hiç
ilgilenmediler.
Konuşmalarda
birbirimize sahiplenmekten, ilgiden bahsedildi ama hiç samimi bulamadım. Çünkü
Erciyes Teknopark, Oran Kalkınma Ajansı " geçmişte bu kentte, savunma
sanayi ile ilgili çalışmalar olmuş mu , geride bilgi birimi var mı diye hiç
araştırmamış ve umursamamış... Milli düşünmek ve hareket etmek bir tutkudur.
Kurumlar, entelektüel birikimlere gereken ilgiyi göstermez bahane ararsa, onun
adı milli değil en iyimser tabirle statüko veya durağanlık olarak adlandırılır.
Ne yazık ki o anlayış ile her zaman çağın gerisinde kalırlar, kibir mangalında
da kül bırakmazlar!...
Toplantıda en kayda
değer iki nokta vardı:
Birincisi Cumhurbaşkanlığı savunma danışmanı Özden
ÖZBEN' in Çağın gereklerine uygun, reel
hatta pragmatizm kokan, özgüvenli ve inançlı , samimiyeti ile ikna edici
konuşması idi. Kendisi ile tanıştım ama konuşma fırsatımız olmadı ne yazık ki.
Bir kere daha hissettirdiği samimi milli duygular için kendisine teşekkür
ediyorum.
İkinci nokta: Savunma
sanayi kurumları ve tedarikçi kuruluşların; Üretimde bulunduğumuz yerlileşme
seviyesini abartmadan, gerçek değerleri ile göstermeleri idi. Hangi konularda iyiyiz, iyiye gidiyoruz ve dışa
bağımlıyız nedenlerini özgüvenle
açıkladılar. Savunma Sanayinin hangi konularında, hangi üretim alanını takviye
etmemizi istediklerini samimi olarak açıkladılar....
Sonuç olarak: Kayseri
Savunma Sanayi yapılanmasının yolu, bir kaç firmanın savunma alanında faaliyet
göstermesi ile olmaz. Katılımcı sayısının artırılması için *heves*
oluşturulmalıdır. Bunu yolu da maddi ve
manevi beklentilerde, (2011 yılında yazdığım gibi) fikri alt yapılanmanın
sağlanmasından geçer...
Oguz SOLAK ( 11 nisan
2018)
Yorumlar
Yorum Gönder