Beyin göçünü önlemek söylemlerinin modası geçmiştir. Çünkü imkanları daha çok olan ülkelere, yüksek verimle çalışabilmek için giden, bu yetenekli insanlarımızın,bize dönme ihtimalleri her zaman vardır .Kaldı ki dışarıya giden beyin gücümüzden kat kat fazlası ülkemizde mevcut olduğu halde, yetenekli insanlarımızı ortaya çıkartıp, ellerinden tutmuyoruz. Yani bir BEYİN EROZYONU meselemiz var. Yetenekli insanların her türlü gereksinimlerini karşılayacak yapılanmalara gitmiyoruz. Tübitak, kobiler, teknoparklar v.s. hepsi de kurulmuş düzenleri olanları, zengin olanları destekleyen yapılanmalardır.
Siz Türkiye de hiç duydunuz mu; başarılı fakat maddi gücü sınırlı bir mucide veya mühendise, gel arkadaş bütün ihtiyaçlarını ben karşılıyorum ,sen bu ülke için beyin gücünü ortaya koy diyen bir KURUM. Türkiye de yok. ABD veya İsrail de var. Onlarla bizim aramız daki kalkınmışlık farkının ana teması budur.
Hepimiz bunun farkındayız diyeceksiniz. O halde neden harekete geçmiyoruz sorusuna ben cevap vermek istiyorum. Kızacaksınız ama maalesef hepimizin az veya çok bu vatana ihaneti var, bu vatanı yeterince sevmiyoruz. İstiklal Marşımızı ezberimde mi diye kontrol ederek kendinizi bu konuda test edebilirsiniz.
Bizim kurumlarımız ve yöneticileri hatta köşe yazarları TÜRK leri adam yerine koymazlar. Ben kendimden biliyorum, yıllardır ülkemizin kalkınması idealleri konusunda yorumlar yapar ve çözüm önerilerimi, Tübitaktan, milli prodüktivite merkezinden, genelkurmay başkanlığından, gazete köşe yazarlarına kadar geniş bir kitleye iletirim. Şimdiye kadar olumlu veya olumsuz bir tepki aldığımı hatırlamıyorum. ÇIT YOK, bizleri yok sayarlar. Unutmayın ,burada suçlu bizleri adam yerine koymayan , görevlerini yapmayan atanmış veya seçilmiş YÖNETİCİLERDİR.
Tübitak başkanı; Dünyada teknolojinin ticarileştirildiğinden bahsediyor ve ekliyor biz de bunu yapacağız. Sayın Prof.YETİŞ; bunu yapan ülkeler teknoloji üretmek için önce mevcut insan gücüne sahip çıkıyor, yetmezse dışarıdan beyin gücü ithal ediyor. Ürettiği teknolojinin panzehirini yaptık tan sonra teknolojisini satıyor. Biz neyi satacağız. 50 yıl önce halletmemiz gereken işleri hala halletmiyoruz. Tübitak, kobiler, teknoparklar veya benzeri yapılanmalar hala ticari bankaların mantığı ile hareket ediyor. Onlar için çok para kazanan esnaf olmanız yeterli.
Şimdi teknoparklar revaçta ama merak etmeyin, en kısa sürede onunda içini boşaltırız. Halbuki gündemde olan TEKNOPARKlar, kısmen Beyin erozyonuna çözüm olabilirler. Ancak burada da hemen sancımız başlıyor. Teknoloji parklarını yönetecek insanlar nasıl olmalıdır???
Bu oluşumu YÖNETENLER, şunu iyi bilmeliler ki bu bir milat değildir. Kendilerinden önce, ülkemizin bilim ve teknoloji konusunda nasıl kalkınması gerektiğini anlatan yüzlerce bilim adamı, akademisyen , teorisyen , sanayici, öğretmen ve fikir adamları olmuştur.
TEKNOPARKLARIN YÖNETİCİSİ ; bütün bunları yok sayarsa, her şeyi biz biliriz derse, çok parası olmayan sanayiciyi sanayici yerine koymazsa , teknoloji merkezlerini bir bankacı edası ile yönetmeye kalkarsa bu iş olmaz. Teknoparklar tek adam , yada başında bir genel müdürün olduğu bir göstermelik kurul ile değil, Oybirliği ile hareket eden aşağıda açıkladığım özelliklere sahip bir kurul ile yönetilmelidir. Tek adam olma yanlışının Türkiye ye verdiği zararlar ortadadır.
Teknoparkları yönetecek kurul;
1- Sanayinin içinden yetişmiş ve araştırma kabiliyetleri yüksek,
2- Sanayiye emek vermiş herkesin bilgi birikimlerine önem veren
3- Sivil savunma refleksleri yüksek MÜHENDİSLER den oluşturulmalıdır.
Saygılarımla. 7-12-2005 Oguz SOLAK—sanayici–kayseri
Yorumlar
Yorum Gönder